hz. peygamberin emaneti kudüs

Hz. Peygamber’in Emaneti: KUDÜS

Hristiyanlık ve Yahudilik için önemli, Alem-i İslam için Mukaddes şehir Kudüs.

Ve bu beldenin fethinde izine rastladığımız iki mübarek komutan. Önde adaletin timsali Hz. Ömer ve onun izinde tam 549 yıl sonra şarkın fatihi olarak anılacak olan Selahaddin-i Eyyübi.

Selahaddin, öyle bir hayat yaşamıştır ki onun adının Hz. Ömer’in adının altına yazıldığını görüyoruz. Yaşadığı zamandan bugüne aradan tam 822 sene geçmiş ama her ismi anıldığında “Neredesin Ey Selahaddin-i Eyyübi” diye yürekten feryatlar ediyoruz.

Selahattin Eyyubi de Selman-ı Farisi gibi kavmini dininin önüne çıkarmayan komutanlardandı. 3 halkta onu kendi milletinden kabul eder. Araplar, Türkler ve Kürtler. İbn-i Haldun onun şeceresi hakkında bize bilgi vermese biz de onun milleti hakkında net şeyler söyleyemeyeceğiz. Kaynaklarımızdan öğrendiklerimize göre babası tarafından Kürt, annesi tarafından Türk milleti ile bağı bulunmaktadır. Ama o kurmuş olduğu Eyyubi devletinin bayrağı altında tüm Müslümanları bir araya getirmiş sarayı olmayan bir sultandır. Hiçbir zaman kavmini dininin önüne koymamıştır. Tek derdi iman ve kendine yüklediği derdi olan Kudüs’ün fethi olmuştur.

Kudüs, Sultan I. Kılıçaslan’ın Anadolu topraklarında büyük bir ordu ile haçlı ordusuna beş yüz bin gibi ağır bir kayıp verdirmesine rağmen kalan yüz bin kişilik haçlı ordusu donanma yardımı ile farklı güzergahlardan Kudüs’e varmış ve 1099 yılında Kudüs’ü işgal etmiştir. Tam 462 yıl sonra Kudüs’te Ezan-ı Muhammediye susmuştur. Selahaddin, 1138 Tikrit’te (Irak) dünyaya gelmiştir. O doğduğunda Irak 40 yıldır haçlı işgali altında idi. Annesi Seladdin-i “Kudüs, Kudüs Kudüs .. “Diye uyutuyordu. Bu ninniler ile büyüyen ve gençliğini de yine kendini Kudüs’e adamış olan Nureddin Zengi gibi bir hocanın yanında geçirmişti. Kendisine hedef olarak,

İslam Birliğini yeniden inşa etmek,

Kudüs’ü işgalden kurtarmak olarak belirlemiştir.

Eğitimini tamamlanıp artık bir komutan olarak cihad meydanına indiğinde 26 yaşındadır ve 30 yıl boyunca bilfiil at sırtında kılıç sallayacaktır. Mısır’a düzenlenen 3 seferde de bulunup büyük başarılar elde etmiştir. Mısır valiliği yapmıştır.

Ve takvimler 1174 yılını gösterdiğinde adını tarihte sıkça duyacak olduğumuz Eyyübi Devletini kurar. Devleti kurmasında ki ana amaç hayallerini ve ideallerini gerçekleştirmek istemesidir.

1183 yılında teorik olarak ilk ideali olan İslam Birliğini tesis etmiştir. Artık hedefte Kudüs vardır. Çünkü genç sultan Kudüs’te Ezan-ı Muhammedi okunmadığından dolayı mustariptir. Uyku uyuyamaz ve özlemini dindiremez. 12. Yüzyılın Bedir Savaşı olarak nitelendirilen 1187 yılının temmuz ayında Müslümanlar ve Haçlıları karşı karşıya getiren Hittin Savaşında düşman mağlup edilmiştir. Selahaddin-i Eyyübi uzaklardan Haçlı komutanın çadırının yerle bir edildiğini görünce atından inerek secde eder ve “Allah’ım Kudüs’ün yolu açıldı. Artık Kudüs çok yakın” diyerek şükreder.

Bu tarihten sonra süratle Selahaddin komutasındaki İslam ordusu Kudüs’e ilerlemiştir. Büyük komutan Kudüs’ü kan dökmeden almak arzusundadır. Karşı tarafın din adamlarını çağırtarak Kudüs’ün önemini anlatarak şehri sulh yolluyla teslim almak istediğini iletmiştir.

Tarihler Miladi 2 Ekim 1187, Hicri 27 recep 583’ü göstermektedir. 27 Recep Miraç gecesidir. Ve Miraç gecesinde Selahaddin Eyyüb-i Kudüs’e girmiştir. Aynen Yoluna kurban olduğu Allah Resul’ünün (sav) Mekke fethinde Mekke şehrine girdiği gibi. Dillerde istiğfar, gözlerde yaş ve 88 yıl sonra Kudüs semaları Ezan-ı Muhammedi ile buluşmuştur.

1917 yılında Osmanlı Devleti’nin parçalanışı ile İngilizler fırsatı değerlendirip Şam ve Kudüs’ü işgal etmiştir. General Allenby, Şam’da Selahaddin-i Eyyubi’nin mezarı başına gelerek necis ayakları ile mezarı tekmeleyerek “Kalk ey Selahaddin biz geldik” diye seslenmiştir.

O günün insanları 88 yıl dayanabilmişti Kudüs hasretine, ya bizler 92 yıldır sessiz çağrıda bulunan bu mübarek beldeyi özlemiyor muyuz?

Bir cevap yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.