Kaynayan ve kanayan Ortadoğu’da strateji savaşları aslında ABD’nin Irak işgaliyle başlamıştır. İzlenen yol, asker ve mühimmat lojistiği ve taktiği aslında kimsenin bilmediği yollarla ilerletiliyordu. Amerika’nın Ortadoğu’da savaşmaya askeri yeterlimiydi? Asker takviyesi nasıl gerçekleştirildi? Kaçımız bilgi sahibi. İşte bunu konuşalım ama perdenin önünde ki sesi IŞİD’ diniz hepiniz; Ya arkası!
Geçtiğimiz aylar da Taksimde çıkarılmak istenilen kaos bertaraf edilmiş ve Sayın Başbakan “Milli İradeye Saygı” mitingleri ile kaosu çıkarıp ondan fayda sağlamak isteyenlere halk sandıkla getirdiğinin arkasında durduğunu ve halk iradesiyle gönderilebileceğini açıkça göstermiştir.
Uluslararası lobiler ve kaos aktörleri Türkiye’de denemeler yapmış lakin sonuç alamamış olmalarının vermiş olduğu yıkımla son bir manevra girişimlerini yine Müslüman bir ülkede ve yıllar sonra demokratik yollarla iktidara gelen Mursi Hükümetini gayri meşru yollarla düşürmenin peşindedirler ; “Operasyon Mısır”
Geçtiğimiz hafta gündem Başbakanın “kızlı-erkekli evler” demesiyle alevlendi. Siyasi kanatlar, sivil toplum örgütleri olayı direkt olarak hedef gösterme ve kızlarımızın ötekileştirmesi olarak yorumlandı.
Yangın yerine dönmüş bir Ortadoğu.
Huzur, güven ve yaşam yok oluyor. Coğrafya olarak “İSLAM COĞRAFYASININ MERKEZİ”
Böyle bir atmosferde İran’ın P5 ülkeleri ile yaptığı anlaşma. DAEŞ, PKK ve PYD’nin terör faaliyetleri ile Türkiye’yi çukura çekme çalışmaları.
